KENTİMİZDEKİ MÜLTECİLERE DAİR

Edirne Kent Konseyi Mülteci Hakları ve Sorunları Çalışma Grubu olarak, 27 Şubat günü Türkiye’nin Avrupa’ya gitmek isteyen mültecileri durdurmama yönünde aldığı karar sonrasında kentimize gelen mültecilerin durumunu görüşüp aşağıda belirtilen değerlendirmemizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Hazırlıksız yakalanılan bu mülteci akınında planlı bir şekilde organize olunamasa da Edirne halkınca büyük oranda bir duyarlık sağlanmış, mültecilerin insani ve sosyal gereksinmeleri karşılanmaya çalışılmıştır.

Edirnelilerin ve yurtiçinden gelen yardımların daha sağlıklı, adaletli ve planlı olarak yerine ulaştırılması için yerel yönetimlerce sivil örgütleri de kapsayan, koordinasyonu sağlayabilecek bir komisyon kuramamış olması bir eksikliktir. Bu koordinasyon oluşumunu maalesef Kent Konseyi olarak da yapamadık. Benzer olaylar için ve gelişecek durumlara göre ilgili resmi kurumlarla koordineli çalışabilecek sivil bir yardım örgütlenmesi oluşturmak yararlı olacaktır.

Bugün itibariyle kentin değişik yerlerinde konaklayan sığınmacıların Pazarkule Sınır Kapısı civarında toplandıkları gözlenmektedir. Gelen yardımlar artık sadece Pazarkule ile sınırlıdır. Bu alana ise sivil kişi ve kurumların girişi yasaklanmıştır. Kentin sivil örgütlerine yasak olan bu alanda adeta ayrıcalıklı bazı vakıf ve derneklerin hizmet vermesi ise anlaşılması zor ve kabul edilebilir bir durum değildir. Kentin gönüllü kişi ve örgütleri ile basın mensuplarının, görevliler nezaretinde bu alana girmesine izin verilmesi gerekmektedir.

Pazarkule sahasına toplanan sığınmacıları burada insani yaşam koşullarında yaşatmak bir zorunluluktur. Ancak içerideki sığınmacılardan aldığımız duyumlar; bu alanda özellikle tuvalet ve banyo sorununun çözülemediğini göstermektedir.  Başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere genelde sağlık sorunlarının çözümünde yetersizlik olduğu, çocuk maması, ilaç, hijyenik maddelerinin tamamlanamadığı duyumları bizleri rahatsız etmektedir.  Alanda yaşamak zorunda kalanlar soğuktan korunmak için yaktıkları ateş sonucunda is koktuklarını bile dillendirmektedirler.

Kısacası başarılı olunsa bile kentimizde durum bir insanlık dramıdır. Bu çağda bu dramın yaşanması insanlığımız için kabul edilemez. Dünyanın gözü önünde yaşanan bu durum daha büyük felaketlere açık bir durumdur. Bu sorunu çözmek için siyasi veya ticari değil insani kararlar alınması gerekmektedir. Binlerce insanın dar bir alanda ve de sınırda aylarca barındırılması kabul edilebilecek bir durum olamaz. Bu nedenle buradaki insanlar yasal mevzuatlara uygun şekilde diledikleri ülkelere gitme haklarını kullanmalıdırlar. Öte yandan ülke içinde değişik yerlerde yaşayan mültecilerin sınıra gelmelerini teşvik eden söylemlerden de kaçınmak gerekmektedir.

Avrupa’ya sınır olan kentimizde kentlilerimizin iyilikseverliği, vicdani sorumlulukları devam edecektir ancak bunu gözlemleme, sağlıklı bilgiye kendi kurumları kanalıyla ulaşma talepleri de karşılanmalıdır. Sınır kapısının bu durum nedeniyle kapalı olmasının da sürdürülebilir olamayacağı aşikârdır. Ülkeler arası komşuluk ilişkisinin kesilmiş olması ayrı bir sorundur ki tez zamanda bu trafik yeniden sağlanmalı, güvenlikli bir şekilde komşu ülke Yunanistan kapısını normal işlevine dönebilmelidir.

10.03.2020

Edirne Kent Konseyi

Mülteci Hakları ve Sorunları Çalışma Grubu