Edirne Kent Konseyi

DUYURULAR:

Güncel duyuru yok.



Tarihçe

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -1

İLK SÖZ:

Bu dizi yazının amacı Kent Konseylerinin ne olduğu, nasıl çalıştığı gibi her yerde bulunabilecek bilgileri yazmak değildir. Amaç; 2003 yılında başlayıp 2004 yılında resmi olarak kurulan ve 10 yılı geçen zaman içinde Edirne’ye kazandırdıklarını ve Edirnelilerin katkılarının unutulmamasını sağlamaktır. Bu zaman içinde yasal durum gereği her altı ayda bir yapılan toplantılardan zamanın belgeleri ortaya konarak geçmiş anımsanacaktır. Bu yazı dizisinin hazırlanmasına katkı sunanlar elbette Edirne Kent Meclisi/Konseyi yürütme kurullarında görev alanlar ve onlara bu görevi verenlerdir. Ayrıca Meclislerde ve Çalışma Guruplarında da gönüllü olarak çalışan Edirnelilere kendi adıma teşekkür ederim.

“Gönüllü çalışmanın, karşılıksız emeğin ve imecenin buluşma yeri; Edirne Kent Meclisi” diyen bir kısım Edirneli 11.09. 2003 günü bir araya gelerek bu anlayışı kentli ile paylaşmak ve kent sorunlarının çözümünde bir şeyler yapmak gereğini gördüler. Herkes çevresindeki ile paylaştı bu amacı ve bir anda yüzlerce, binlerce insanın da aynı şeyi düşündüğü ortaya çıktı.

(1- Kent Meclisi kuruluşunda atılan 500 dolayında imza ve yerel basından kuruluş haberleri)

Değişik yerlerde, değişik zamanlarda aylarca buluştular, konuştular, yasaları incelediler, bildiriler hazırlayıp yırttılar. Bağrıştılar, tartıştılar ve birlikte bir şeyler yapmaya çalıştılar. Ve beş aylık bir sürecin sonunda yaklaşık 500 kentlinin imzaladığı bildiriyi ortaya çıkardılar. Bu beş yüze yakın Edirneli çok güzel bir işe imza attığını bilen değerli kişilerdir. 2004 yılının soğuk kış gecelerinde sıcak mekânlar bularak yaptıkları son toplantılarda da girişimcilerini belirlediler. Ata Erdal Arslan, Ahmet Uludağ, Ali Özgen, Arif Pınar, Ayten Eren, Cemile Özeker, Cengiz Kılıç, Coşkun Molla, Erdal Akgün, Erdem Uçar, Ergun Türkyılmaz, Erkan Özen, Ersan Çakan, Ertuğrul Tanrıkulu, Gönül Uyanıktır, Gürbüz Tarçın, Halük Tekbaş, Hilmi Topçu, Hülya Özcan, Hüseyin Seyhan, İncihan Çağlayan, İsmail Çallı, İsmail Yaman, M. Ünal Şenyurt, Mehmet Ali Atalas, Metin Özaydınlık, Muammer Çetinkaya, Muhammet Özeker, Mutlu Kılıç, Necmettin Kürklü, Necmettin Musaoğulları, Nevin Ağır, Nevzat Çolak, Osman Gönül, Sabahattin Yıldırım, Serol Deveci, Seyfettin Dalgıç, Seyit Karabidek, Şaban Yılmaz, Şafak Engincan Çolak, Yaşar Sucu, Yılmaz Eren ve Yusuf Aydın’dan oluşan Girişimciler Kurulu 21 Şubat 2004 günü Tabip Odası Lokalinde basının karşısına çıktı. Yaşananları, yapılanları, alınan kararları ve daha da genişleyerek birlikte yapılacaklar paylaşıldı.

29 Şubat 2004 günü DSİ toplantı salonunda kuruluş gerçekleşti. Yerel seçimler gündemde olduğundan belediye başkan adaylarının çoğu salondaydı. “Daha çağdaş, daha katılımcı bir yapı oluşturmak; kent kültürünü ve bilincini geliştirmek, ülkemizin demokratikleşmesine katkıda bulunmak, bizlere emanet edilen tarihi ve doğal mirası korumak ve geliştirmek, insanların mutluluğunu sağlamak ve toplumun genel çıkarlarını korumak, çocuklarımıza güzel bir kent bırakabilmek, merkezi ve yerel yönetimlerin çalışmalarına katkı sunabilmek, yaşanabilir bir kent yaratmak için” diyenler toplanmıştı. Amaçları; “Edirne’de yaşayan herkesin karar alma süreçlerine katılabileceği, dil-din-ırk-cinsiyet farkı gözetmeden birlikte yönetebileceğimiz; alınan kararları ve çalışmaları birlikte denetleyebileceğimiz, YerelGündem21 çerçevesinde bir kent meclisi oluşturmaktı.”

Girişimciler adına konuşmayı Ali Özgen yaptı. Girişimciler tarafından hazırlanan geçici tüzük kabul edildi. Kesin Tüzük komisyonu oluşturuldu ve Ertuğrul Tanrıkulu, Ayten Eren, Dilek Balaban, Sabahattin Yıldırım, Şahin Büber, Yılmaz Eren, Cemile Özeker’den oluşan Geçici Yürütme Kurulu görevlendirildi.

En yakın zamanda tüzük hazırlanacak ve yapılacak toplantı ile tüzük onaylanacaktı. 18 Nisan 2004 günü bu amaçla toplanıldı Türkan Sabancı Kültür Merkezi’nde ve Belediyeden araç dahi istendi. Salon doluydu. Tüzüğün her maddesi tartışılıyor ve oylanıyordu. Sivil katılımı öne çıkarmak ana hedefti ama yasalardan ayrı düşmemek de önemliydi. Edirne Kent Konseyi deyince ilk akla gelen ve daha sonra yıllarca Kent Konseyi-Belediye uyuşmazlığının temeli olan olay da o toplantıda yaşandı. Daha sonra, 2006 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan Kent Konseyi Yönetmeliği’nin 7. maddesinin -c- bendinde de olan;  “… hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkeleri…” gibi cümleler, 28 Mart 2004 günü yapılan seçimlerde Belediye Başkanı olan Hamdi Sedefçi ve birkaç Meclis üyesi tarafından tepki ile karşılandı. Daha sonra da bu kişiler toplantıyı terk ettiler. Tüzük tartışılıp görüşülerek son şekli verildi ve kabul edildi.

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -2

Kent Konseylerinin ana mantığı birlikte yönetim ilkesidir. Toplumsal geçmişte; iktidarı ele geçirmek üzerine çok acılar yaşanmıştır. Bu nedenle gelinen nokta; yönetime ne kadar çok insan katılırsa çatışmalar azalır ve demokrasi dediğimiz “halkın kendi kendini yönetmesi” ilkesi hayat bulur. Biliyoruz ki; her kentte bir merkezi yönetim bir de yerel yönetim vardır. İşte bu iki kurumun dışında üçüncü bir odak olacak ve kentin emek- meslek örgütlerini, derneklerini, sorumluluk duyan kentlileri kentin çıkarları doğrultusunda bir araya getirip yerel ve genel iktidara katkı sunacaktır.

Kent dışında özellikle metropollerde bu anlamda yapılan toplantılara gidenler arttı. Her giden, geldiğinde edindiği izlenimleri toplantılarda paylaştı. Bu toplantılara gidenler Edirne örneğini anlatarak ülkede yeni olan bu girişimlerin yapılanmasında da katkı sundu.

Edirne Kent Meclisi 1. Genel Kurul’una hazırlandı. 06.06.2004 günü DSİ Salonunda toplantı yapıldı. Meclis organları seçildi. Yürütme Kuruluna Yaşar Sucu, Dilek Balaban, Ayten Eren, Ertuğrul Tanrıkulu, Yılmaz Eren, Cemile Özeker, Muammer Çetinkaya ve Denetleme Kuruluna da; Burhan Aytekin, İlhami Akgün, Sabahattin Yıldırım, Ayşe Karadaş, Nihat Çolak seçildi.

Yürütme Kurulu kendi arasında yaptığı toplantıda Yaşar Sucu’yu Kent Meclisi Yürütme Kurulu Başkanı seçti. Kent Meclisinde alınan kararlar, kurulan komisyonlar ve organlara seçilenler Belediyeye bildirildi. 15.06.2004 günlü Belediye Meclis toplantısında görüşüldü.

(2- Ulus Pazarı günün önemli sorunuydu ve tüm taraflar bir araya gelerek karar verildi)

Kent sorunları her yerde, her mekânda konuşulur oldu. Yapılan toplantılarda konuşulanları ortaklaştırmak amacı ile 13 Ekim 2004 günü ETSO Salonunda “Güncel Kent Sorunları” adı ile bir panel yapıldı. Kurumlar ve kişiler konuşarak sorunların tespit edildi. Bu aynı zamanda 2. Genel Kurula hazırlık içindi. İşte 2. Genel Kurula bu heyecan ile gelindi. 7 Kasım 2004 günü DSİ Salonunda kurum ve kuruluşlardan 38, girişimcilerden 54 olmak üzere toplam 92 delegenin katılımı oldu. Kent Konseyi gerektiğinde para harcıyordu ama geliri yoktu. Bunu sağlamak üzere kendi içinde yardımlaşmalar yapıyordu ama bunu yasal zemine geçirmek gerekti. Bu nedenle Edirne Kent Konseyini Destekleme Derneği’ni kurma kararını bu Genel Kurulda aldı. Bu dernek aidat ve bağışlar ile Kent Konseyi çalışmalarına kaynak yarattı. 2013 yılında dernek kendini fesh etti.

Ulus Pazarı günün önemli sorunuydu ve bir toplantı ile gündeme taşınıp tartışıldı.5 Aralık 2004 günü Halk Eğitim Merkezi Salonunda yapılan toplantıda esnaflardan belediyeye, valilikten kentlilere herkes görüşünü söyledi.

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -3

Kuruluşundan sonra en faal olan organlar Çalışma Guruplarıydı. Kurulan Komisyonlar güzel şeyler yapıyordu. İlk beş yıl içinde yapılan bu çalışmaları kısaca saymak ve emek veren isimleri anımsamak sanırım emek verenleri de unutmamak adına gereklidir.

Çocuk Komisyonu: Ertuğrul Tanrıkulu yönetiminde “Elma Şekeri Çocuk Tiyatro Topluluğu” 7-12 yaşlarındaki 14 çocuk ile “En Güçlü Kim?” adlı tiyatroyu Devecihan’da 25 Mayıs 2005 tarihinde sergiledi.

(3- Çocuk Komisyonu Tiyatrosu)

Dezavantajlı Çocukların eğitime etkin katılımı, çocukları sokaktan ve dilenmekten kurtarma, resim sergisi ve panel düzenledi.  Resim sergisinde satılan resimlerin geliri çocuklara harcandı. Ayrıca çocukların meyve ve sebze yemeleri için kampanya düzenlendi. Gençlik Merkezi’nde ödev yapan öğrencilere rehberlik yapıldı. Ertuğrul Tanrıkulu, Ayten Eren, Metin Özaydınlık, Ziya Gökerküçük, Cevat Üstün, Kıymet Yemişen, Nezahat Satıcı, Öykü Bale Gurubu, Valilik Çocuk Komisyonu, Emniyet Çocuk Şube Müdürlüğü daimi katılanlardı.

Kırkpınar Komisyonu: 2004, 2005 ve 2006 etkinliklerine katıldı, bazen stant açtı, bazen izledi ve raporları sundu. Stand açılan yıllarda çok kişi görev aldı.

(4- Kırkpınar Komisyonu Kırkpınar etkinliklerinde)

İlk akla gelenler; Ömer Yörükoğlu, Çağdan Dargı, Işık Serez, Yeşim Güler, Gülden Yürüten, Şevki Dolaştır, Serhat Sirekbasan, İpek Erdik, İsmail Çallı, Serkan Çam, Hüseyin Asker,   Dilek Balaban, Erol Tekergölü, Şeref Balkan, Muammer Çetinkaya, Yılmaz Kılcı, Sabahattin Yıldırım…

İmar ve Kentleşme Komisyonu: Kentin imara aykırı durumlarını inceledi. Yılmaz Eren, Ömür Bodenstaff, M.Şevki Dolaştır, Kudret Çetin, Nihat Çolak, Mustafa Deribiçen, Emel Bolu, Mualla Barut, Ali Rıza Kedikli, Şadan Gören, İsmail Yaman en çok emek verenlerdir.

Kültür Sanat Komisyonu: Kent kültürüne yapılacak katkıları tartıştı. Diğer komisyonlarla ortaklaştı. Yerel Tarih Gurubu ve Ozanağacı Dergisi ile birlikte birçok toplantılar yaptı ve yapmaya devam ediyor. Mehmet Ağırgan, Özlem Ağırgan, Osman Uğur, Ziya Gökerküçük devam etmekle beraber İsmail Çallı, Vildan Erdik, Işık Erez, Çağdan Dargı’nın da çok katkı sundu.

Basın ve Halkla İlişkiler Komisyonu: Kırkpınar etkinliklerinde gözlemlerini rapor etti. Vildan Erdik, M.Cumhur Çağlarer, Sami Gültekin, Özkan Gözüm, İpek Erdik, İ.Sümer Es

Mahalle Meclisler ve Eşgüdüm Komisyonu: Mahalle Meclislerini kurabilmek adına birçok girişimler yapıldı ama henüz oluşturulamadı. Ebru Erolu, Altan Güçkan, Erkan Özen, Hüseyin Asker, Ahmet Ağaoğlu, Hüseyin Yıldırım, Hüseyin Ildız, Hüseyin Taş, Cemile Özeker, İsmail Sümer Es, Nevzat Çolak…

Hayvan Hakları Komisyonu: Belediye kedi-köpek evini inceledi ve ilgili kurumlarla yazışmalar yaptı. Vildan Erdik, Özkan Gözüm, Doğa Kovakoğlu, Emel Bolu, Ali Sarıkaya, Hüsniye Çalışkan, Olcay Karakuş, Mukaddes Dünya,  Memduh Örüş…

Ulaşım ve Trafik Komisyonu: Kentin ulaşımı hakkında onlarca toplantılar yapıldı, raporlar sunuldu. İl Komisyonunun çalışmalarına katkı verildi. Nihat Çolak, Metin Özaydınlık, Ata Erdal Arslan, Cevat Bağlan, H.Erol Akata, İsmail Demiray, Metin Eşme, Yılmaz Eren…

Spor Komisyonu: Kentin spor tesisleri incelendi, görevlilerle toplantılar yapılarak sıkıntılar dinlendi ve birlikte çözümler arandı. Burhan Aytekin, Sevil Gürbüz, Ziya Gökerküçük, Ayten Eren, İsmail Sümer Es…

Tarım Komisyonu: Kentin tarım ile ilişkisi ve tarımsal kurumların durumu incelendi. İlgili kurumlara ziyaretler yapılarak çözümler arandı ve planlamalarda tarım arazilerinin yanlış amaçlarla kullanılmaması konusunda itirazlar yapıldı. Niyazi Sar, Erol Meriç, Sabahattin Yıldırım, Muammer Tanıyan…

Eğitim-Öğretim Komisyonu: Eğitimde yaşanan sorunların kente yansıması ve kentteki ilişkilerden kaynaklanan sorunların tespiti yapıldı. Yaşar Sucu, Muammer Çetinkaya, Fedai Vardar, Şirin Çoğal, Engin Çoğal, Necmettin Musaoğulları, Ziya Gökerküçük, Cenk Atlığ, Bilgin Gavaz…

Çevre Komisyonu: Söğütlük dayanışması konulu basın açıklamasını Edirne Orman İl Müdürlüğü’nün önünde; Edirne Belediyesi, Kent Meclisi, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve Edirne Milletvekillerinin katılımıyla 17.Mayıs.2004 tarihinde yaptı. Özelleştirmeye engel olmak amacıyla yapılan etkinliğe Edirne’de ikamet eden emekli Bulgar askerleri ve eşlerinin de desteği oldu. Etkinlik çerçevesinde yapılan imza kampanyasında 10 bin imzaya ulaşıldı.

(5- Söğütlük özelleştirme mücadelesi haberleri)

(6- Söğütlük özelleştirilmesine karşı eylemler)
Seyit Karabidek, Celal Demir, Turan Kahraman, A. Kemal Agun, Hakan Ermeç, Hüseyin Ildız, Yılmaz Eren, Nezih Atsız, Sabri Sünterler, Güler Dalgıç, Yeşim Güler, Hüseyin Çelik…

Gençlik Komisyonu: Gençlerimiz 18-21 Mayıs 2004 tarihlerinde düzenlenen Yerel Gündem 21 Ulusal Gençlik Parlamentosu’nun kuruluş çalışmalarında görev aldı. Daha sonra Toplum Gönüllüleri çalışmalara katıldı. Kişiler çok değişti.

Yerel Yönetim Komisyonu: Yerel yönetim seçimlerinde bildirgeler hazırlandı. Yerel yönetimin çalışmaları izlendi ve rapor edilerek yürütmeye verildi. Şahide Ağaoğlu, Barış Ateş, Bihter Karderin, Turan Tasmalı, Ayhan Fırtına, Sultan Fırtına…

Daha birçok komisyon değişik zamanlarda kuruldu, dağıldı. İlk önceleri komisyon denen bu guruplar daha sonra tüzüklerde Çalışma Gurubu olarak kayıtlara girdi.

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -4

Güncel olan bir sorun yine kentte dilden dile dolaşıyor ve sorun aranıyordu. Ulus Pazarı kurulacak ve Edirne esnafı bundan zarar görecekti. İddialar, olsun diyenler, olmasın diyenler vardı. Kent Meclisi Halk Eğitim Merkezi salonunda tüm tarafları bir araya getirerek soruna çözüm aradı.

Kent Meclisinin 3. toplantısı Saraçlar Caddesi’ndeki ETSO Salonunda yapıldı. 03.07.2005 tarihinde yasalaşan Belediye Kanununun 76. maddesi Kent Konseylerinin kurulmasını öngördüğünden Kent Meclisi adını Kent Konseyi olarak değiştirdi. Belediyeden Kedi Köpek evinin ıslah edilmesini, valilikten de sokakta çalışan ve yaşayan çocukların toplumsal yaşama katılımlarını ve kendilerini ifade edecek mekânların ortamların yaratılması konusunda birlikte çalışma çağrısı yaptı.  Bu arada Yürütme Kurulu Başkanı Yaşar Sucu görevinden ayrıldı ve yerine Ertuğrul Tanrıkulu başkan oldu.

Belediye Meclis Salonu her Salı Kentlilerin buluşma noktası olmuştu. Oluşan komisyonlar da kendi konularında tartışıyor ve kentin, bölgenin verilerini ortaya çıkarıyorlardı.

O günlerde yapılan bir sunumda Kent Meclisi adı altında yapılan tartışmalar şöyle sıralanmıştı: Kırkpınar Etkinlikleri, Belediye Hayvan Barınakları, Medresealibey Mahallesi Yeşil Alanı, Barış Parkı Yanı 5 Yıldızlı Otel Projesi, Kızanlık Bahçesi Katlı Otopark Projesi, Sabuni Mahallesi Selamsız Sokak, Tavuk Ormanındaki Yapılaşmalar, Midibüsler Ve Halk Otobüsleri, Edirnespor Ve Spor Sorunları, Söğütlük Ormanındaki Özelleştirme, Edirne İmar Planları, Yerel Gündem 21, Çalışan Çocuklar, Kadın Hakları Parkı, Hürriyet Meydanı İle Saraçlar Caddesi Düzenlemeleri, Menzilahır Mah. Kentsel Dönüşüm Projesi, Üç Şehitler Anıtı, Turizm Ve Rehberlik, Lokanta ve Büfeler, Okul Kantinleri, Çevre Kirliliği, Kültür Ve Sanat Etkinlikleri- tiyatro sahnesi, Sanat Sokağı, Kent Gazetesi ve İnternet Sitesi, Toplum Merkezleri- Beceri Kursları, Demokrasi ve Yönetişim, Çingene Festivali- Hıdırellez Etkinlikleri, Eski Elektrik Fabrikası, Transtrakya Petrol Boru Hattı…

Bu tartışmalar; “Nasıl Bir Kentte Yaşıyoruz? Nasıl bir kent istiyoruz?” başlığı ile 14-15 Mayıs 2005 tarihinde gerçekleştirilen “Edirne Kent Forumu”nda kentlilerle paylaşıldı. Yaşadığımız kentin sakinleri olarak bu kentin sahipleri olduğumuzu anımsamak ve yaşanabilir bir Edirne istemlerimize karşılık veren bir yerel yönetim anlayışının oluşması ve hayata geçirilmesi arayışından yola çıkarak yapılan forumda TÜ. Rektörü ve Vali Yardımcısı da birer konuşma yaptı. Belediyeden hiç kimsenin katılmadığı forumda 46’sı bildiri sahibi olmak üzere 136 kişilik katılım oldu.

(7- Nasıl bir kent istiyoruz toplantısında engelliler de sunu yaptı)

4. Genel Kurul 9 Ekim 2005 günü ETSO Salonunda oldu. Edirneliler bir araya gelmeyi ve en önemlisi birbirini dinlemeyi öğreniyordu. Hazırlanan sunuda kuruluşundan beri nelerin tartışıldığı paylaşıldı. “Katı Atık Depolama ve Meriç Kıyısındaki Yapılaşma Sorunları” genel kurulun ana konusuydu.

(8- 4.Genel Kuruldan bir görüntü)                             

Kente bir hareketlenme getirmişti Kent Meclisi/Konseyi. Farklı mahallelerden, siyasi yapılardan, birbirini tanımayan insanlar bir araya geliyor ve yaşadığı mahallenin, caddenin, sokağın sorununa çare arıyordu. Herkes yalnızlıktan kurtulmuştu adeta. Edirneliler ilgi duydukları komisyonlarda bir araya geliyor ve sorunlara çareler arıyordu.

Yılmaz Eren’in katkılarıyla hazırlanan Kent Dergisi sayfası 2006 başlarında basında yayınlandığında şu sayılar Kent Meclisinin durumunu gösteriyordu: Komisyonlarda görev alan üye sayısı:96, Bireysel katılım sayısı:263, Kurumsal delege sayısı:119.

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -5

5. ve 6. genel kurullar da iş içinde kentin sorunlarının tartışıldığı ve çözümlerin üretildiği toplantılar ile kentte beyin fırtınası esmeye başlamıştı.

Kent Meclisi, sonrasında Kent Konseyi kurumlaşmasını tamamlamaya ve kentteki saygın yerini almaya hızla devam ediyordu.

08.10.2006 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından Kent Konseyleri Yönetmeliği yayınlandı. Edirne Kent Konseyi de hemen bir tüzük komisyonu oluşturdu. Ancak yönetmelik sivil bir anlayıştan çok Kent Konseylerini Yerel Gündem21 türü bir yerel yönetim ofisine dönüştürüyordu. Tüzük komisyonu sivilleşmeden taviz vermeden çalışmasını hazırladı.

Yerel yönetimin ulaşımdan çekildiği günden beri süren ve halen devam eden ulaşım sorunu kentteki tartışmaların ağırlığı bazen ulaşımda yoğunlaştı. Çünkü yerel yönetim birilerine kıyak yapmak adına zaten çekildiği ulaşımda yeni tekeller yaratmaya çalıştı. Kamuoyu baskısı ile Ulaşım sorunu ilgili tüm taraflarla hararetle tartışılıyordu. Valilik, Üniversite, İl Trafik Komisyonu her toplantıya Kent Konseyini de davet ediyordu. Kent Konseyi kentlinin düşüncelerini yansıtan görüşlerini her toplantıda açıkladı.

09.12.2006 günü ETSO Salonunda 7. Genel Kurul yapıldı. Toplantıya Valilik adına Halit Deveci, Belediye adına Serdar Yalçıner ve Baro Başkanı Coşkun Molla ile birlikte 70 delege ve kentliler katıldı. Çalışma raporu yine birçok iş yaptığını kanıtlıyordu. Ancak tüzük komisyonu önergesi çok zaman aldı ve yapılan görüşmeler sonunda yeni tüzük kabul edildi.

Yapılan seçimde; Ayten Eren, Teoman Özdöl, Ziya Gökerküçük, Cemile Özeker, Nevzat Çolak, Ata Erdal Arslan ve Ertuğrul Tanrıkulu Yürütme Kuruluna; Yılmaz Eren, Özlem Ağırgan, Mustafa Deribiçen, Sabahattin Yıldırım ve E. Âdem Düzkes ise Denetleme Kuruluna seçildi. Yürütme Kurulu ilk toplantısında Teoman Özdöl’ü Yürütme Kurulu başkanı olarak seçti.

Çalışma Guruplarında yenilenmeler oluyordu ve Çalışma Gurupları konulu bir toplantı yapıldı 17.02.2007 günü. Ayrılanların yerine yeni arkadaşlar yeni heyecanlar katıldı çalışmalara.

Gündem yoğun ve gergindi. İMP tarafından yapılan 1/100.000 ölçekli Havza planları daha önce Trakya Üniversitesi tarafından yapılan planları sözde revize ederken yok saydı. Kentin gündeminde 1/100.000 ölçekli planlar vardı ve bunlara dayanarak yapılacak 1/25.000 ölçekli kent planları vardı. Bilim insanları ile çok sık toplantılar yapıldı. Kentin gelecek 30-40 yılını bağlayan planlar konusunda kentli aydınlatılıyordu. DSİ Salonunda 2007 10 Mart günü yapılan toplantı en önemlilerindendir. Panele Edirne Valisi Nusret Miroğlu, T.Ü.Rektörü Prof.Dr. Enver Duran,Baro Başkanı Av.Coşkun Molla,Rektör Yardımcısı Beyhan Karamanlıoğlu, T.Ü.Genel Sekreteri Recep Gürkan,TEMA Genel Müdürü Ümit Gürses ile Belediye Başkanları, Siyasi Parti Temsilcileri, Oda Başkanları, çok sayıda muhtar ve ilgili birim sorumluları ve vatandaşlar katıldı. Toplantı sonrasında planları savunan Vali Nusret Miroğlu ile revize planları olumsuz bulan bilim insanları arasında söz düellosu başladı ve aylarca sürdü.

(9- 1/100.000 ölçekli planlar Trakya’yı İstanbul’un arka bahçesi yapacaktı ve mücadele büyüktü)

Kent Konseyi bir yandan kenti tartıştırıp ortaklaştırırken öte yandan örgütlenmesini de yaptı. Sınır Ötesi İşbirliği kapsamında Bulgaristan’ın üç kenti ve Kırklareli ile Edirne kentlerindeki STK’ları buluşturan toplantıları örgütledi. Bir yandan da kentte ve Trakya’daki STK’ları bir araya getirerek 1/100.000 ölçekli planlara birlikte karşı durabilmenin altyapısını oluşturdu. Bu çalışmalar sonucunda Trakya’da çapında 120 dolayında örgüt bu planlara karşı olduğunu açıklayan bildirilerle kamuoyunu bilgilendirdi.

(10,11- Trakya Kent Konseyleri E.K.K’nin çağrısıyla toplandı ve birlikte mücadele kararı alındı.)

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -6

9.12.2007 günü ETSO Salonunda yine bir Kent Konseyi toplantısı vardı. 9. Genel Kurulun ana konusu; “Edirne’nin Geleceği”. Görüşler söylendi, tartışmalar yapıldı ve Edirne Kent Konseyi sunusunda ortak sloganı bulmuştu. 4T,1E. Yani Tarım, Ticaret, Tarih, Turizm ve Eğitim.  Sonuç bildirisi bu slogan etrafında hazırlandı ve her zaman olduğu gibi Belediye ve Valiliğe iletildi.

Edirne Valisi Nusret Miroğlu; kurumlara gönderdiği bir yazı ile; “Gönderilen görüşlerin yapılabilirliğinin değerlendirilmesi, bu konularda kuruluşunuzca yapılan çalışmalar varsa hangi aşamada olduğu, varsa çalışmaları engelleyen durumları, bundan sonra ne yapılması gerektiği gibi hususları içeren görüşlerinizin gerekçeli bir rapor şeklinde valiliğimize gönderilmesi, ayrıca bahse konu görüşlerin bundan sonraki çalışmalarınızda da göz önünde bulundurulması için bilgi ve gereğini…”dedi. Durumu 10.01.2008 tarih ve 201 sayılı yazı ile Kent Konseyi Başkanlığımıza da bildirdi. Ama her zaman olduğu gibi dairelerde sümen altı edildi ki sonuca ulaşılamadı, gerekli bilgiler toplanılamadı. Halen o yazının akıbeti sorulabilir belki…

Trakya’yı tehdit eden 1/100.000 ölçekli plana ve alt ölçekli planlara karşı ortak mücadele yürütebilmek için Trakya Kent Konseylerinin bir araya gelmesi gerekiyordu. Bu amaçla 19 Ocak 2008 günü DİSK Abdullah Baştürk Toplantı Salonunda Edirne, Kırklareli, Çorlu ve Havsa Kent Konseyi Temsilcileri ve Trakya ilçelerinden STK temsilcilerinin katıldığı toplantı yapıldı. Daha sonraki zamanlarda bu toplantılar diğer Kent Konseylerinin de katılımıyla yapılmaya devam etti. Bugün kurumlaşmış bir Trakya Kent Konseyleri Platformu oluşmuş ise bunun temeli o gün atılmıştı.

Değişik spor birimleriyle toplantılar yapıldı ve bu aylarca sürdü. Bu buluşmaların mimarı spor kamuoyunu tanıyan Burhan Aytekin idi. Her konuşma bir genel toplantıyı davet ediyordu ve 7 Şubat 2008 günü Milli Takımlar Kamp Eğitim Merkezi’nde toplanıldı. Sporun tüm dallarının sorunları tespit edilerek rapor halinde ilgililere iletildi.

2008 yılı Edirne için heyecanlı bir yıl oldu. Edirne Belediyesi bir ilke de imza attı o günlerde. İçme suyunu özelleştirme kararı aldı. Kent Konseyi buna karşı olduğunu hemen açıkladı ve kentin tüm örgütleri ile konuyu tartıştı, kentlilere tartıştırdı. İçme suyunun 30 yılığına şirkete devir edilmesinin gerekçesini Hamdi Sedefçi açıkladı: Altyapı değişmesi gerekiyor, borular asbestli ve suyun %40’ı kaçıyor, biz belediye olarak bunları yapamıyoruz. Kars, Çorlu gibi belediyelerde de benzeri girişimler vardı.

Uzmanlar çağırıldı, konu hakkında bilgilendirme yapıldı. Katılan 49 örgüt ile Su Yaşamdır Platformu kuruldu. 10.000 imza toplandı, sayısız mahalle toplantısı yapıldı, bildiri ve broşürler hazırlanıp kentliye dağıtıldı, belediye önünde protesto toplantıları yapıldı… Bu platform ülke gündemine giren bu sorun hakkında dayanışma için Suyun Ticarileşmesine Hayır Platformunun da oluşmasına katkı sundu. Belediye Başkanı ile Su Yaşamdır Platformu arasında söz düellosu her gün yerel gazete sayfalarındaydı. Ulusal basın da bu mücadeleye ilgi gösterdi. Köşe yazarları özelleştirme karşıtı yazılar yazdı.

(12- Edirneliler birlik oldu ve suyu sattırmadı)  

Hamdi Sedefçi Kent Konseyi ve Su Yaşamdır Platformu üyelerine hakaret etti. Kent Konseyi yürütme kurulu üyeleri dava açtı. Belediye Başkanı özür dilerse davadan vazgeçilecekti. Mart ayı başında ihale iptal edildi. Emniyetin yaptığı dinlemelerle olayın büyüklüğü de görüldü ki Ahmet Özal’dan uluslararası su tekellerine kadar herkes işin içinde görüldü. Bu arada Çanakkale Kazdağları’da altın arama bahanesi ile talan ediliyordu ki imza kampanyası ile ve 5.4.2008 günü yapılan mitinge giderek destek olundu.

Belediye tarafından yapılan içme suyu özelleşmesi yanında Sağlık Bakanlığı da Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ni kaldırmak ve Uzunköprü’ye taşımak istiyordu. Kent Konseyi önderliğinde yaratılan kamuoyu ile imza kampanyası, toplantılar ve mahalle bilgilendirme gezileri yanında dava da açıldı. Kent Konseyi Başkanı Av. Teoman Özdöl ve destek olan hukukçu arkadaşların sayesinde Edirne İdare Mahkemesi 18.06.2008 tarihinde 2007/972 esas ve 2008/688 sayılı karar no ile yürütmeyi durdurma kararı verdi.

(13- Göğüs Hastanesini başka yere bırakmadı.)

Kentli Göğüs Hastanesinin Edirne’de kalmasını savunurken bir işadamı ve her devrin adamı olabilen bir gazeteci, köşesinde Hastanenin Uzunköprü’ye taşınmasını savundu. Savunurken kullandığı düşünce tarzı aynı olmasa da mealen şöyleydi; “Edirneliler her insanda bir tane olan göğsü koruyacağına 32 tane olan dişi savunmalıdır ki para asıl orada vardır.” Sağlığa para olarak bakan bu zihniyet ne yazık ki her yanımızda çoğalmaktadır.

Kentin geleceği turizm ağırlıklı olacağından turizm bilincini geliştirmek için ilk ve ortaöğretim okullarında turizmi nasıl geliştiririz konulu resim ve kompozisyon yarışması açıldı. Kazananlara çevre gezisi düzenlendi. Makedon Kulesi hakkında bir panel yapılarak burasının kent turizmine katılabilmesi için ilgililere seslenildi.

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -7

10. Genel Kurula su gerginliği ile gelindi.14. Haziran 2008 günü yapılan genel kurulda yarışmada kazananlara ödülleri verildi. Ana konusu katı atık tesisinin kurulması ve kent konseylerine sivil katılım olan Genel Kurula milletvekili Rasim Çakır da katıldı. Su konusunda yaptığı konuşmada Su Yaşamdır Platformunu destekler konuşma yaptı ve Vekil ile Belediye Başkanı arasında tartışmaları alevlendirdi.

Ağustos ayında 1/100.000 ölçekli planlarla ilgili yapılan bir toplantıda Ankara’dan gelen ÇED Genel Müdürü planlara karşı olanlara hakaret eden konuşma yapınca 4 Eylül 2008 günü bunu kınayan ve müdüre görevini anımsatan bir basın toplantısı yapıldı.

Yerel seçim yaklaşırken 11.10.2008 günü Kent Bildirgesi hazırlama çalışmaları da başladı. 19.11.2008 günü Muhtarlarla Mahalle Meclisleri ve yerel seçim konulu toplantı yaptı. 28.11.2008 günü de kadınların günlük yaşama katılması ve bildirgede sözlerinin olması için toplantılar düzenledi.

Partilerin adayları belli oluyor ve Yerel Yönetim Çalışma Gurubu da kentin her birimine ulaşarak bildirgeyi hazırladı. Kentin değişik yerlerine sandıklar koyarak görüş ve önerileri topladı. Bildirge 26.01.2009 günü açıklandı.

(14- 2009 Seçmen Bildirgesinin açıklanması)

Gençler tarafında ülke çapında yürütülen “her meclise bir genç”  kampanyası da 20.01.2009 günü açılan stant ile desteklendi.

Yerel seçim hazırlıkları Kent Konseyi Yerel Yönetim Çalışma Gurubu tarafından hızla yapılmaya devam ederken partilerde de adayların belirlenme süreci vardı. CHP adayı yine Hamdi Sedefçi olacak görünüyordu. Ama Kent Konseyi Yürütme Kurulu ile olan davadan ceza alması kesindi. Daha önce de benzeri bir davası olmuş ve aynı suçu 5 yıl işlememesi şartı ile ertelenmişti. Bu davadan ceza alınca hapse girmesi kaçınılmaz görünüyordu.

(15- Sedefçi ile EKK su özelleşmesinde davalık oldu.)

           Dolayısıyla adaylığı da tartışmalı oldu. Bu zorunlu nedenden olsa gerek daha önce hakaret ettiği kişilerden 27 Aralık 2008 günü özür diledi. 29 Aralık 2008 günü duruşma vardı. Davacılar toplandı ve duruşmadaki tavırlarını belirlediler. Özür dilemişti ve davadan vazgeçme konusu tartışıldı. Yürütme Kurulu üyeleri ikiye ayrıldı. Bir kesim; aday olması bizim yüzümüzden engellenmesin derken, diğer bir kesim bir dava daha geçsin o zaman karar veririz diyordu. Tartışma sonunda oylama yapıldı ve 4/3 davadan vazgeçme kararı çıktı. Duruşma günü davadan vazgeçildi ve üç duruşma süren dava düştü. Durum 30 Aralık 2008 günü basında duyuruldu. Kim bilir belki bu sonuçtan sonra Hamdi Sedefçi’nin parti içindeki adaylığı da tartışılmadı?

Yerel seçim öncesi Belediye Meclisi tarafından alınan bir karar ile 1/25.000 ölçekli planda Kapıkule yolu kenarının bir kesimi ve Havsa tarafındaki E-5 yolunun sağı organize sanayi bölgesi ilan edildi. Buna itiraz edildi.

(16- Planlara itiraz edildi)                                 

Öte yandan planlarla ilgili imza kampanyası da sürdürüldü.

Birçok sorun gündemde vardı ve TMMOB bileşenleri 15 Şubat 2009 günü uzmanların katılımı ile Kent Sempozyumu yaptı. Kent Konseyi Yazmanı Ziya Gökerküçük Kent Konseyi tarafından hazırlanan bildiriyi sundu.

 (17- TMMOB Sempozyumunda EKK sunum yaptı)

11. Genel Kurul 16 Mayıs 2009 günü ETSO Salonunda yapıldı. Yürütme Kulunun danışacağı ve katılımı arttırmayı, kararlarda daha fazla kişinin katılımını sağlamak üzere Danışma Kurulu kararı tüzüğe eklendi. Yapılan seçimde Yılmaz Eren, Ayten Eren, Teoman Özdöl, Ziya Gökerküçük, Orhan Doğan, Şahide Ağaoğlu, Cumhur Pekdemir ve Ata Erdal Arslan göreve geldi. Aralarında yapılan seçimle de Yılmaz Eren yeni Kent Konseyi Başkanı oldu.

Haziran ayından başlayıp Aralık ayına kadar Kırkpınar’ın panayır havasından kurtulup kent kültürüne katkı sunabilmesi ve Edirnelilerin de Kırkpınar’a sahip çıkmasını sağlamak için muhtarlar, siyasi partiler, belediye meclis üyeleri, müzisyen ve diğer görevlilerle toplantılar yapıldı.

Gençlik Meclisini oluşturmak için de toplantılar yapıldı ve nihayet 2010 yılında Toplum Gönüllüleri (TOG) önderliğinde Metehan Oflu’nun sorumluluğunda çalışma olumlu bir duruma gelerek Gençlik Meclisi kuruldu. Ama sağlıklı ilişkiler geliştirilemedi ve çoğu öğrenci olan gençler daha sonra dağıldı ve Gençlik Meclisi bugün yeniden bir görev olarak durmaktadır Yürütme Kurulunun önünde.

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -8

12. Genel Kurul için ETSO Salonunda toplanıldığında yerel yönetimlerin de birinci yılı bitmek üzereydi. Genel kurul Mart 2009-Mart 2010 arasında yerel yönetimi değerlendirerek tartışmaya açtı. 2009 seçimlerinde kazanan Sayın Sedefçi’nin projeleri vardı ve bunların birçoğu halktan kopuk, talep olmayan projelerdi. Ama söz vermişti ve bu sözlerinin takipçisi olan kentliler olarak değerlendirildi. Selimiye Camii çevre ve meydan düzenlemesi olmadı. Meriç nehrinde kano yarışları, sandal gezileri ve nehir boylarında düzenleme olmadı. Kentsel dönüşüm projeleri yapılmadı. Çöp imha tesisi ve atık su arıtma tesisi görünürde yok. Edirne’yi Balkanların sağlık, eğitim ve hizmet başkenti haline getirmek için çalışma duyulmadı. İki adet spor salonu inşası ve Kıyık’ta suni gölet ve hayvanat bahçesi ile Yıldırım Hıdırbaba mevkiinde 50 m. yüksekliğinde döner kuleden de eser yok. Yaya alanları artmadı, E-Belediyeciliğe geçilmedi, Kültür Merkezi ve Gençlik Merkezi gibi daha birçok “söz” de unutuldu. Bir seneyi değerlendirirken amaç; kentliler olarak verilen sözlerin takipçisi olunduğu bilincini kazanmaktı. Ki beş yılsonunda, 2014’te bu sözlerin “oy” için söylendiğini anlayan Edirneliler başka nedenleri de vardı elbet ama bu tutulmayan sözler ve kent örgütleri ile kavgaya varan tartışmalar da bir nedendi ve Hamdi Sedefçi’ye oy vermediler.

Yıldırım’daki kule daha sonra farklı şekillerde de gündeme geldi. Belediye Başkanı Sayın Sedefçi; “Burasını yapamazsam benim adım Hamdiye olsun” dedi. Kadınlar haklı olarak kendilerine hakaret olarak gördüler bu söylemleri ve “Hamdiyeler sokağa” diyerek basın açıklamaları yapıp kadınları aşağılama amacı taşıyan seviyesiz sözleri kınadılar. Nitekim bir “hayal satma” projesi olduğu yetkililer ve iş dünyası tarafından da anlaşılmış olacak ki yapılan ihalelere kimse girmedi ve devletin ilgili kaynaklarından da yatırım kredisi bulunamadı ve sonuçta gerçekleşmedi.

Bu arada bir ilginçliği de yaşadık kentimizde. Yürütme Kurulu üyelerimizden bir arkadaşımız 06.03.2010 tarihli 12. genel kurulun zamanında duyurulmadığını ve delegelerin habersiz olduğunu iddia ederek iptal davası açtı. Oysa her altı ayda bir yapılması zorunlu toplantılar zaten herkese açıktı. Delegelik özellikle seçimli genel kurullarda ve tüzük değişikliklerinde önem kazanmakta idi. Birlikte olduğumuz davacı üye yürütme kurulu toplantılarına da hiç katılmadı. Bu davanın neden açıldığını anlamamakla birlikte Kent Konseyi için bir deneyim yaşanması açısından önemlidir.

T.Ü. tarafından yapılan 1/100.000 ölçekli Ergene Havzası Çevre Düzeni Planlarının toprak sorumlusu, güzel insan ve Trakya topraklarının her karışında ayak izi olan Prof. Dr. Cemil Cangir Hocamızın vefatı herkes gibi bizi de üzdü. Cenazesi toprak severlerle doldu ve o da çok sevdiği toprağına verildi 2010 yılının 10 Mart günü.

13. Genel Kurulumuzda değişerek yönetmeliğe uyarlanan tüzüğümüz gereği Yürütme Kurulu Başkanlığı seçimini yaptık. Birlikte seçilerek görev alan Yılmaz Eren 29.05.2010 günü yeniden sadece Başkanlık Seçimi yapılarak Yürütme Kurulu Başkanı oldu.

2010 Sonbahar günlerinde Edirne Ticaret ve Sanayi Odası ile birlikte “Balkan Kültürleri Konferansı” yapıldı. Balkan ülkelerinin kültür yaşamındaki ortaklıklar değişik ülkelerden gelen konuk bilim insanları tarafından anlatıldı.

Edirne’de her yıl yaşanan taşkınların önlenmesi için neler yapılabilir sorusuna yanıt arandığı bir panel düzenlendi. TMMOB ve bileşenlerinden İnşaat Mühendisleri Odası ile birlikte düzenlenen panelin sonuç bildirisi valiliğe iletildi ve basın yoluyla kamuoyu ile paylaşıldı.

Coğrafyamıza ve zamanımıza hiç yakışmayan vahşi katı atık toplama tesisi yıllardır Yıldırım ve Yeni İmaret Semtlerini rahatsız ediyor ve bu konuyu sürekli gündemde tutmaya çalışan Kent Konseyi bu yıllarda da çalışmalar yaptı. Mahalleliler ile görüşmeler yapıldı. Depolama alanı yerinde izlendi. Pilot bölgede atıkları evde ayrıştırma projesinde belediyemize destek olundu. Öte yandan kâğıtları ayrıştıran ve değerlendiren yapılan tesis gezildi. Belediye, Valilik ve ilgili müdürlükler ile konu görüşüldü. 2009-2010 yıllarında Belediye, Valilik ve Üniversite yetkilileri ile toplantılar düzenlendi.

2009 yılının son günlerinde kentimizde bir oyun sahneye kondu. Bir gurup PTT önünde basın açıklaması yapmış ve saldırıya uğramıştı. Buna destek olarak da İstanbul’dan bir gurup destek vermeye ve basın açıklaması yapmaya geldi. Yaklaşık bir ay, her an gergin geçti. Yeni yıla girerken bile tedirginlik hâkimdi. Herkesin basın açıklaması yapıp dilediğini söyleme hakkı vardı ama etnik yapıları kışkırtan bazı kesimler kargaşa istediler. Hukuken bulunamasa da görgü tanıklarının tespitine göre günün emniyet yetkilileri de bu senaryonun içinde vardı. İmza koyan 38 kurum adına seçilen komisyon üyeleri; DİSK’ten Arif Kuday, KESK’ten Özer Demir, TMMOB’dan Yılmaz Eren, TTB’den Ertuğrul Tanrıkulu ve Kent Konseyi’nden Ziya Gökerküçük basın açıklamaları yaptı, billboardlara sükûnet çağrısı yaptı

(18- Kentimizi karıştırmak isteyen odaklara karşı olduk)   

Vali, Belediye Başkanı, Başsavcı, Emniyet Müdürü gibi yetkili kurumlarla görüştü. Kentlilerle yapılan toplantılarda sükûnet hâkimdi.

(19- Edirne şiddeti sevmez dedik)

Olaylar ulusal basına yansıdı ve CNN TURK canlı yayın yaptı. Olay büyümeden Edirnelilerin sükûneti seçmesi ve tahriklere kapılmaması sonucunda yatıştı.

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -9

9 Nisan 2010 günü tüm tarafları toplayan Kent Konseyi “Katı Atık Bilgilendirme ve Değerlendirme” toplantısı yaptı TMMOB Eğitim Salonunda. Nisan sonunda da “Baz İstasyonları Zararlı mı?” başlığı ile kentteki baz istasyonları Halk Eğitim Merkezi Salonunda tartışıldı.

2010 Mayıs ayında başlayan dergi çıkarma çalışması sonuçlandı ve Haziran ayında yapılan Olağanüstü Genel Kurulda dağıtıldı. Beğenilmişti. Devamı gelmeliydi. Ama ikinci sayısı da çıkarılabilen dergi belediyeden yasal hakkı olan mali yardımı bir kez daha alamayınca devam edemedi. Ancak Kent Konseyi tarafından yılda dört kez çıkarılacak bir dergi kentlilik bilinci, kent kültürü ve yerel yönetimin çalışmalarını anlatabilmek için çok önemlidir. Umarız en yakın zamanda bu olanak sağlanır.

Edirne Kent Konseyi olarak; özellikle AKP’li belediyelerin önderlik yaptığı Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve daha çok CHP’li belediyelerin önde olduğu Türkiye Kent Konseyi Platformu toplantılarına kendi olanakları ile katıldı.

(20- Türkiye Kent Konseyleri buluşması-Ankara)             

Bursa, Karabük, Kocaeli, İzmir, Lüleburgaz, Çanakkale gibi yakın yerlere katılım olsa da uzak illerdeki toplantılara katılım sağlanamadı. Tüm katılımcılar Edirne’de toplantı istemelerine rağmen Belediye ile mali sorun çözülemediğinden böyle güzel toplantıları kentimizde yapamadık. Yine umarız ki kentin tanıtımı için önemli olan bu tür toplantılar tez zamanda Edirne’de yapılır. Bu birlikteliklerin her ikisinin yürütmelerinde de görev aldık.

Planlarla ilgili toplantılar sadece Edirne’de düzenlenmedi. Trakya Kent Konseyleri Platformu ve MARÇEP, Ergene Platformu gibi yapıların önderliğinde Lüleburgaz, Çorlu, Kırklareli, Havsa, Babaeski gibi duyarlı örgütlerin olduğu il ve ilçelerde yapıldı ve hepsine katılıp Edirne olarak sözümüzü söyledik.

Planların en vurucu maddesi olan Tarımsal Alt Bölge (TAB) ve Tarımsal Organize Bölge (TOB) kavramlarının ileri kapitalist ülkelerde ne anlama geldiğini anlamak için 24 Haziran 2010 günü Makine Mühendisleri Odası Salonunda bir toplantı düzenlendi. ABD’de yaşayan ve dünyadaki kapitalist çiftçiliğe karşı küçük işletmeleri destekleyen örgütlenmelerde görev yapan, kooperatif ve şirketlere danışmanlık yapan Emet Değirmenci TAB ve TOB’larla zaman içinde tarımın nasıl el değiştireceğini, küçük çiftçinin zamanla yok olarak arazilerin tekellerde toplanacağını ve tekelci kapitalist tarımın öne çıkacağını vurguladı. Bu günkü küçük çiftçi çocuklarının da kentlerde iş alanı yaratılmazsa bu çiftliklerde gündelikçi olarak çalışacağını söyleyen Değirmenci; çözüm yollarının birleşmek olduğunu söyledi.

(21- TAB ve TOB’lar anlatıldı)

14. Genel Kurulumuzu 18.12.2010 günü ETSO Salonunda yaptık. Bugüne kadar kentin bir kurumu olarak Kent Konseyi toplantılarından ücret almayan ETSO bu toplantı sonrasında ücret istemeye başladı. Ücretin karşılanması konusunda Belediyeye başvurulsa da çözüm olmadı. Ulaşım konusu kentin gündeminden düşmediğinden ve çözüm de bulunmadığından genel kurulun ana konusu yine ulaşımdı. Ön çalışmalar ve genel kurulda alınan kararlar doğrultusunda 30 Aralık 2010 günü kararlar Belediye Başkanlığına iletildi.

Kent Konseyi 12 Şubat 2011 günü ülke gündeminde olan Sağlıkta Dönüşüm konusunda Tabip Odası Başkanı Mehmet Akbal ve T.Ü. Halk Sağlığı uzmanı Muzaffer Eskiocak’ın katıldığı bir toplantı düzenledi.

(22- Sağlık politikası tartışıldı)

Edirne Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından düzenlenen toplantı 11.12.2010 Cumartesi günü ETSO Toplantı Salonunda yapıldı. Özlem Ağırgan’ın yönettiği toplantıda “Edirne Siyasetinde Kadın” konulu araştırma sonuçlarını Araştırmacı yazar ve şair Mehmet Ağırgan, Edirne’de kadın ve Hukuk” konusunu Edirne Barosundan Ahu Durak, “EKK Kadın Meclisi Oluşum Süreci” konusunu da EKK Yürütme Kurulu üyesi Ayten Eren sundu.

(23- Kadın sorunları tartışıldı)

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -10

Kentin üzerine bu kadar saldırılır mı? Saldırılıyordu ne yazık ki. Bir yandan Belediyenin yanlış işleri, TOKİ’nin her istediği yere istediğini yapması, Tüketiciler üzerindeki baskı, Sağlıkta dönüşüm masalları ile halkın uyutulması yetmezmiş gibi Valilik Söğütlük Kent Ormanı içinde at yetiştirme, gezdirme binalarına başladı. Yılmaz Eren, Ayten Eren, Orhan Doğan ve Ziya Gökerküçük durumu yerinde inceleyip basına sert bir demeç verdi. 20 Şubat 2011 günlü yerel gazetelerde Vali Gökhan Sözer, yanlış anlaşıldığını vurgulayarak “Oradaki planımız bir atlı spordu. Hem kent ormanı, hem Edirne’nin reytingini yükselteceği, değer katacağı düşünülüyordu. Başka kesimler tarafından yanlış anlaşıldı, yanlış değerlendirildi, bir yağma, tahribat varmış gibi değerlendirildi. O projemizi hayata geçirmeyeceğiz.” demek zorunda kaldı.

(24- Söğütlük Ormanına yapılacak at çiftliği engellendi)

2011 yılına ulaşım zamları ile girildi ve Şubat ayı tepkilerle geçti. 21 Şubat günü Belediye önünde protesto ile son bulan ulaşım zamlarının bir kısmı geri çekildi. Diğer yandan TOKİ daha önce 2006-2007 yıllarında talep ettiği Tarımsal Araştırma Müdürlüğü’ne ait arazilerin yanında bulunan ve Kutlutaş ile Trakya Üniversitesi arasındaki bölgeye hastane ve konut yapmayı planlıyordu. Geçmişte Belediyenin de katkısıyla bu önlenmiş ve TOKİ evleri Fırınlarsırtı’na kaydırılmıştı. 22 Ocak 2011 ve 10 Şubat 2011 günü TMMOB Eğitim Salonunda, 26.02.2011 günü ETSO Salonunda konu tartışıldı. 26 Şubat günü ETSO’da gündem kentin gündemine örgütlerin bakışıydı. TMMOB tarafından yapılacak Kent Sempozyumuna da alt yapı oluşturdu bu toplantı. Mimar Odası’nda Turgut Çakır; kent planlamalarının dağınıklığını vurguladı. Tabip Odası’ndan Galip Ekuklu hastane ihtiyacını, yerini ve sağlıkta dönüşümün tehlikelerini sorguladı. AKP Merkez İlçe Başkanı Oğuz Özyurt; tarımsal arazilerin geçmişte de korunmadığını ve şimdi hastane yerine karşı çıkmanın gereksiz olduğunu vurgulayarak modern bir hastanenin önemini savundu. Trakya Doğal Kaynaklar ve Enerji Derneği başkanı Hüseyin Erkin toprakları savunmak ve enerjiyi daha kolay elde etmenin önemini ve zorunluluğunu vurguladı. T.Ü eski rektörü Osman İnci; hastane yerinin yanlışlığını nedenleri ile söyledi.  Edirne Süt Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Suiçmez; sağlıkta dönüşümü ve yeni yapılacak hastaneyi savunarak Tarımsal Araştırmanın daha güzel topraklarda çalışmalarını yürütmesi gerektiğini söyledi. Belediye Meclis Üyesi Arif Kuday; belediyede dahi kararların açıklıkla alınamadığını ve kentliden kaçırılan gizli kararlar alındığını söyledi. ÖDP İl Başkanı Nevzat Çolak; kentlerin birileri tarafından talan edildiğini vurguladı. Katılımcılardan Özer Demir, Muammer Çetinkaya ve Ata Erdal Arslan da kentliye sorulmadan kararlar alındığından şikâyetçi oldu.

Yürütme Kurulu basın açıklamaları yaptı ancak bu yapılaşmaya engel olunamadı. Önce konut, sonra hastane ve ardından nelerin olacağını Edirne görecek. Trakya Üniversitesi ile Kutlutaş arası 5-10 yıl içinde konutlarla dolabilir. Hiç olmazsa bu önlenmelidir.

(25- TOKİ yapılaşması engellenemedi)

Tüketici Hakları konusunda kentlinin bilgilendirilmesi için dernek başkanı Mübeccet Güzey ile program yapıldı 12 Mart 2011 günü.

O günlerde ilginç bir yazışma da oldu. Yasal mevzuat gereği Belediye tarafından mali destek, genel sekreter ve bir çalışan görevlendirilmesi, mekân temini zorunlu iken bunlar bu güne kadar olmamıştı. Belediye Başkanlığına vekâlet eden Murat Muratoğlu imzalı bir yazı ile toplantılar için Hafızağa Konağı adres gösterildi. Ayrıca çalışan olarak Can Tekin Danışan görevlendirildi ve Genel Sekreter olarak da Murat Muratoğlu’nun görevlendirildiği yazı geldi. Hafızağa Konağı bir süre kullanıldı ve sonra Valilik burasını aldı gerekçesiyle toplantı yapamaz duruma geldi Kent Konseyi. Murat Muratoğlu birkaç toplantıya katıldı. Çalışan ise belediyeden verilen işler yanında Kent Konseyi yürütmesi ile de birlikte çalıştı bir süre. Sonra evlenip eşinin görevi gereği Edirne’den ayrıldı.

Bu gün itibarı ile Edirne Belediyesi bu zorunlu görevlerini henüz yerine getirmemiştir. Umarız ve dileriz ki 30 Mart 2014 günü göreve gelen Yerel Yönetim bu yanlışı düzeltir ve Yerel İdare ile kentin gönüllü örgütlenmeleri arasında sağlıklı bir çalışma ortamı kurulabilir.

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -11

Genel seçimler nedeniyle hareketlenen siyasi arenadan taleplerimizi de bu arada ilettik bir kez daha. 10 Mart 2011 günü kadınlar % 50 kota istedi.  7 Mayıs 2011 günü ise Eşit Haklar İzleme Derneği ile birlikte Ağaköşkü’nde iki günlük seminer yaptık. Seçimleri izleme görevlileri seçtik.

Kentin bir diğer sorunu da göçmen sorunuydu. Her gün İstanbul ve İzmir gibi büyük kentlerde örgütlü olan Göçmen Dayanışma Ağı ile birlikte kentimizde de olan Göçmen Sorunları’nı DİSK Abdullah Baştürk Salonunda masaya yatırdık ve göçmen evini gezdik, Saraçlar Caddesi’nde fotoğraf sergisi açtık ve Söğütlük Ormanında forum yaptık. Zaman; Nisan ayının ortalarıydı ve bu çalışmalar 5 gün sürdü.

Genel seçimler öncesinde TMMOB tarafından 4 Haziran günü bir kez daha yapılan Kent Sempozyumuna Kent Konseyi olarak her türlü destek verildi ve kentlinin görüş ve önerileri sunuldu. 9 Haziran günü ise kentlinin dilekleri bildiri halinde seçilecek vekillere basın yoluyla duyuruldu.

Edirne Kent Konseyi 29.11.2011 tarihinde Edirne gündemini meşgul eden “Gaz dağıtımı ile ilgili yaşanan sıkıntılar ve GAZDAŞ’ın sorumluluğu” başlıklı bir Danışma Kurulu toplantısı gerçekleştirdi. Burada alınan karar gereğince 10 Aralık günü; ”Edirne’de Doğalgaz Macerası” başlığı ile Gaz dağıtımı ve kullanımında yaşanan sıkıntılar, GAZDAŞ’ın sorumlulukları, iç tesisat döşemelerinde ve mühendislik uygulamalarında yaşanan sorunları sorgulayan ve kentliyi bu konularda bilgilendiren bir panel DSİ Salonunda yapıldı. Makine Müh. Odası Şube Başkanı Yaver Tetik, Trakya Doğal Kaynakları ve Enerji Derneği Başkanı Hüseyin Erkin ile Edirne Tüketiciler Derneği başkanı Mübeccet Güzey’in konuştuğu oturumda sorunu olanların sorunlarına da yanıtlar verildi. Sonuç olarak neler yapılabileceği kentli ile de paylaşıldı.

Kent Konseyi artık bir model oldu kentte. 22 Ekim 2011 günü ETSO’da yapılan 15. Genel Kurula bu irade ile girildi. Kent sorunlarında öne çıkan ve kurumsal bir yapıya dönüşen her kurum gibi Kent Konseyi’ne de saldırılar her gün arttı bu zaman içinde. Genel Kurul UNESCO ve Selimiye konusunu tartıştı. Kadın Meclisi’nin kuruluş çalışmaları gözlendi ve Kadın Meclisi Yönergesi tartışılıp oylandı ve Kadın Meclisi resmen kurulmuş oldu.

Bu genel kurulda bir ilk yaşandı ve başkanlığa da üyeliklerine iki liste çıktı. Başkanlığı Özer Demir seçildi, Orhan Doğan kaybetti. Yürütme Kurulu üyeliklerine de; Nur Yılmaz Ercin, Hasene İzbasmaz, Sabahattin Yıldırım, Nihat Çolak, İsmail Demiray, Şafak Engincan Çolak ve Ayşe Baş kazandı. Diğer listenin adayları olan; Hülya Bodur, İncihan Çağlayan, Duygu Sönmez, Öznur Güzey, Emine Çağlayan, Sevim Kahraman ve Zafer Sezgin Geldi ise yedek üye olarak seçildiler.

Ulaşım sorunu devam ediyordu.

(26- Ulaşım zammı protesto edildi)            

Belediye ETUS adı altında kentin ulaşımını bir firmaya sözleşme ile verdi. Belediye Meclisi’nin 20.09.2011 tarih ve 2011/316 Karar sayılı Belediye Meclisinde alınan bu karara karşı, kamu yararı ilkesinin ihlal edilmesinden dolayı kararın iptali ve yürütmenin durdurulması için Edirne Kent Konseyi olarak dava açıldı 17.11.2011 günü.

(27- Belediye-ETUS sözleşmesi dava edildi ve kazanıldı)

Edirne İdare Mahkemesi olumlu karar verdi ve 2 Şubat 2012 günü kamusal çıkarların geriye dönülemez olarak kaybedileceği göz önüne alınarak sözleşmenin bazı maddeleri iptal edildi. Bu basit bir kazanım değildi. Öyle maddeler içeriyordu ki iptal edilen sözleşme maddeleri bunu anlamak gerekir ki yönetenler denetlenmediğinde kentin aleyhine ama kendinin veya birilerinin lehine nasıl kararlar alabildiklerini anlayabilelim. Diyelim ki Belediye hizmet sunan araç sayısını arttırmak istedi kentlinin çıkarları doğrultusunda. Bunu şirket yapmaz. Çünkü sözleşme maddelerinde yıllık ortalama 1350 gün/yolcu kapasitesine ulaşmadan araç sayısını artıma yapılamayacağı var sözleşmede. Bu evrakta şöyle yazılmış; “…kamu hizmeti görevi olan belediyenin, toplu ulaşımda hizmet sunan araç sayısını kamu yararı gereğince müdahale etme imkânının ortadan kalkması sonucu doğurduğu…” Öte yandan Belediye sözleşmeyi fesh etmek istedi, edemez. Çünkü “Aynı sözleşmenin 6/5 maddesi açısından ise; davalı belediyece sözleşmenin feshi halinde fahiş miktarda bir tazminatın ödenmesinin öngörüldüğü, dolayısıyla kamu malını ve kamu menfaatini korumakla görevli olan idarenin üzerine düşen görev ve sorumluluklarına aykırı davrandığı”

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -12

Bu su özelleştirilmesi sonrasında kent için kamu için büyük bir kazanımdı. Bu tür kazanımlarda her ne kadar önderliği Kent Konseyi Yürütme Kurulu yapsa da kentin diğer örgütlü kurumları, yerel basını ve duyarlı kişilerinin önemi de yadsınamaz.

Dünya Kadınlar Günü kapsamında “Kent ve Kadın” konulu kompozisyon yarışması sonuçlandı, Anneleri hakkında yazdıkları yazıları okuyan öğrenciler ile anneleri arasında duygulu anlar yaşandı. 9 Mart günü ETSO Salonunda Vali Yardımcısı Abdullah Aslaner, Milli Eğitim ve Belediye Kültür Müdür Yardımcılarının da katıldığı ödül töreni E-FOD fotoğraf sanatçılarından Behiç Günalan’ın “Kadınlarımız” konulu slayt gösterisi de oldu. Kazanan kompozisyonların sahiplerine ise; Güngör Mazlum ve Halis Erdem’in kitapları ile çeşitli hediyeler verildi.

Selimiye’nin UNESCO tarafından korumaya alınması sonrasında kentte gelişen olumlu havayı büyütmek ve kentin geleceği olarak kabul edilen turizmi canlandırmak için bu durumun kentlilerce sahiplenilmesi gerekiyordu.

(28- Selimiye’ye insan zinciri etkinlik çağrısı) 

Bunu bilen Kent Konseyi 2012 yılı başından itibaren 9 Nisan gününe yönelik çalışmalar yaptı. Kentin ulaşılabilen tüm kurumları bir program dâhilinde gezildi ve ortak akıl bulundu. Ortaklaşılan amaç doğrultusunda 9 Nisan 2012 günü Selimiye elele korunmaya alındı. Kentin Milletvekili Recep Gürkan, Valisi Gökhan Sözer, kentin kurumları, dini önderleri ve belediyeden katılımcılar vardı.

(29- Artık her 9 Nisanda kentli çıkarları için birlik)

Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi her zamanki gibi yine katılmamıştı. Bu durum daha sonraki yıllarda gelenek oldu ve umarız ki devam eder. Kentlilik bilincinin gelişmesi, kentin zenginliklerinin korunması anlamında önemli yer tutmaktadır.

Ulaşım konusunda mahkeme kararları vardı ve bu kazanımdan sonra neler olması gerektiği konusunda idareleri yönlendirmek gerekliydi. Bu nedenle Edirne Kent Konseyi yine kentin tüm örgütlerini gezerek ulaşım konusundaki görüş ve önerilerini aldı. 16. Genel Kurulunu da ulaşım konusuna ayırdı.

16. Genel Kurul 86 (seksen altı) delege ve konuğun katılımı ile 10 Kasım 2012 günü Edirne İl Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Toplantı Salonunda gerçekleştirildi. Prof. Dr. Güngör Evren “Ulaşım Politikaları”, Doç. Dr. Mahmut Güler de; “Kentli Hakları Çerçevesinde Ulaşım ve Edirne” konulu sunumlarını yaptılar. Kentin ulaşım ile ilgili dernekleri yanında siyasi partileri de görüş ve önerilerini sundu.

Çıkan sonuç ve kararlar 30 Aralık 2012 günü her genel kurul sonrasında olduğu gibi yasa gereği ilk belediye meclisinde görüşülmek üzere belediye başkanlığına iletildi.

İşte iletilen görüş ve öneriler;

1.Ulaşım belediyenin en temel görevidir. Ulaştırma planları rant değil insan odaklı olmalıdır. Belediye ulaşımdan tamamen çekilemez ya da kendi işini başkasına devredemez. Önerimiz; Belediyemizin otobüslerle, taşıma kooperatifinin fiyatlarını da dengeleyecek şekilde ucuz ve nitelikli taşımacılık yapmasıdır. Ayrıca engelli bireyler toplu taşıma hizmetlerinden ücretsiz yararlandırılmalıdır.

2.Belediye yaya ve bisiklet ulaşımını temel alan ulaşım politikaları oluşturmalıdır. Önerimiz; Kent içi güzergâhlarda bisiklet yolları yapılmalıdır. Yollar yaya ve engelli ulaşımına uygun engelsiz şekilde düzenlenmelidir.

3.Kentin ulaştırması kentten ve kentin kimliğinden ayrı olarak değerlendirilemez. Tarih ve turizm kenti Edirne’de tarihi eserlere zarar veren trafik güzergâhları yeniden gözden geçirilmelidir. Önerimiz; şehir merkezi araç kullanımına kapatılmalıdır. İmar planlarında da yer alan alternatif yollar açılmalıdır. Edirne’yi Karaağaç’a bağlayacak olan alternatif köprü bir an önce yapılmalı, tarihi köprüler araç trafiğinden arındırılmalıdır.

4.Kent gelişim planları ve kararları, rant odaklı değerlendirilemez. Ulaştırma politikaları ve kararları ile birlikte ve eş zamanlı olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Edirne ulaşımında en önemli arterlerden olan Talatpaşa Caddesi üzerinde Olin’e kadar giden güzergâh üzerine birçok otel ve AVM bulunmaktadır. Araç çeken bu yapılar ve orada yer alan DSİ, İl Özel İdaresi ve Sanayi trafik yoğunluğunu arttırmaktadır. Ayrıca özellikle yeni yerleşim bölgesin de toplu taşıma araçlarının durakları tehlike yaratmaktadır. Önerimiz; Şehir merkezlerine AVM yapılmamalıdır. Ayrıca bu güzergâhta araç yoğunluğunu arttıracak yapılaşmaya izin verilmemelidir. Toplu ulaşım araçlarının durakları tehlike yaratmayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.

5.Ulaşım kentsel sorunun parçası olarak tüm yönetim düzeyleri ve ilgili tüm aktörlerin katılımı ile ele alınmalıdır. Bütünlük içinde yönetilmesi gerekmektedir. Topluma hesap verebilirlik ve kararlarında şeffaflık olmazsa olmazlardandır. Önerimiz; İl Trafik Komisyonu, Belediye Ulaşım Komisyonu, Kent Konseyi Ulaşım Çalışma Grubu, koordineli çalışmalıdır.

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -13

Yönetimlerin kente bakışı ile kentlinin bakışı ne yazık ki farklıdır. Yönetimler sistemin gereği olarak birilerine kazanç sağlama ve siyasi çıkarlar peşinde planlar yaparken kentli günlük yaşamını düşünmektedir. Doğasının bozulmadığı, anılarının yok edilmediği alanların korunmasını isterler. Değişiklikler çağın gereği olacaksa da bunların kendilerine sorulmasından yanadırlar. Gölgesinde oturduğu, sevgili ile buluşulan ağaçların kesilmesi veya eski binaların korunmayarak yıkılmasına göz yumulması kentliyi rahatsız eder ve etmesi de doğaldır. Valinin kendi aklına güvenerek kimseyle paylaşmadan istediği ağacı kesmesi de bu nedenle tepki topladı. Çevre örgütleri ve duyarlı kentliler ile birlikte vali ile konuşuldu ve yapılanın yanlışlığı vurgulandı. Ağaç kesimleri azaldıysa da yetersiz tepki nedeniyle olsa gerek tam olarak ne yazık ki durmadı.

Belediyemiz zaten yıllardır kentin yeşil alanlarını, kamuya tahsis edilen yerleri birilerine vererek bu yerleri ticaret merkezine dönüştürüyordu. Bu uygun yapılaşma ve sağlıklı, ucuz hizmet anlamında olsa tartışma olmaz. Ama yeşil alanı alan kurum burada hizmeti pahalı yapar ve orta seviye gelirindeki kentlinin girmesine olanak vermiyorsa ve yapılaşmayı keyfine göre yapıyorsa buna el-insaf demek gerekir. İşte bu tür bir peşkeş olmuştu ve Kent Konseyi kamuoyu yaratmış TMMOB Edirne yetkilileri de dava etmişti.

(30- Yeşil alanların talanına dur eylemi)                 

1. Murat Mahallesi’nde (Cumartesi Pazarı yanı) ve Şükrüpaşa Mahallesinde (Değirmen Kavşağı yanı) olan bu yerler davada kazanıldı. Kentli bir kez daha duyarlı davrandı ve sığındığı hukuk sayesinde de kazandı.

(31- İki yeşil alan mahkeme kararı ile kazanıldı)

Kent Konseyimiz kentliyi bilgilendirme çalışmalarından birisini daha yaptı. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ile birlikte “Koruyucu Aile Farkındalık Etkinliği” 13 Mayıs 2013 günü Halk Eğitim Merkezi Salonunda yapıldı. Yıllardır gündemde olan kentsel dönüşüm konusu Haziran ayında bakanlar kurulunda imzalandı. Buna göre Menzilahir Mahallesi afet bölgesi ilan edilerek ve değişimi gündeme geldi. Konu teknik olarak incelenerek Haziran ayında ve Ekim ayında TMMOB ile birlikte iki toplantı ile kamuoyu bilgilendirildi.

Üç akarsuyu olan Edirne’de akarsu kıyıları kentliye kapalıdır. Bu durum Kent Konseyi tarafından yıllardır dillendirilse de gerekli ilerleme sağlanamadı. Bu nedenle kurulan bir Çalışma Gurubu ile bu durum bir kez daha ilgili kurumlardan bilgileri de toplayarak inceledi ve durumu 1 Şubat 2013 günü yetkili birimlere duyurarak yasaların uygulamasını talep etti.

25 Mayıs 2013 tarihindeki 17. Genel Kurulun da ana teması; “Yeşil Alan ve Kıyı Şeritlerimiz” idi. Prof. Dr. Ahmet Cengiz Yıldızcı, Dr. Müh. Erdal Köktürk ve Edirne Valisi Hasan Duruer ve birçok dernek ve kurum temsilcisinin katılımıyla Edirne İl Geçlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü Konferans Salonunda gerçekleştirildi.

Genel Kurul sonrasında yasaları anımsatan uzun bir metin sonuç bildirisi olarak yayınlandı. Bu metnin son iki cümlesi olması gerekeni toparlıyordu. “Yeşil alanlarımız gerek yoğun kentleşme, gerekse nüfus artışı nedeniyle yetersiz kalmıştır. Var olan yeşil alanların amaç dışı kullanımın durdurulması ve yasa ve yönetmeliğe uygun kentin geleceğini düşünerek düzenlenmesini, Nehir kenarlarındaki yasadışı yapılaşmaların durdurulmasına, mevcutlara yasa ve yönetmeliklere uyularak işlem yapılmasına ve yürüyüş yollarının, bisiklet yollarının yapılmasını karar altına almıştır.

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -14

Kıyıların işgal edilmesi ve ağaçların kesilmesinden daha büyük bir tehlike geldi Edirne’ye 2013 yazında. On yıllardır maç seyrettiğimiz, kendimizin ve çocuklarımızın bayram yaptığı 25 Kasım Stadı kaldırılacak ve yerine iş merkezleri yapılacaktı. Bunun protokolü elde edildi. Olamazdı, olmamalıydı. Kent Konseyi yine ve bir kez daha kentin örgütleriyle, yetkilileriyle, siyasileriyle ve duyarlı insanlarıyla görüştü, konuştu, kampanya açtı ve hepsini kamuoyu ile paylaşarak bilgilendirmeye, kentliyi düşündürmeye ve taraf olmaya çalıştı. Yapılması planlanan AVM’nin, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesinde yen alan Selimiye’nin siluetine darbe vuracağını, kentin bozuk olan ulaşımını tamamen kilitleyeceğini, zaten iflas durumuna gelen yerel esnafa büyük darbe olacağını belirtti. Kentin örgütleri birer basın açıklaması ile 5 ay boyunca görüşlerini açıkladılar ve üyeleri ile birlikte kentliyi de bilgilendirdiler.

(32- Kent Stadının yeşil alan olsun afişlerinden birisi) 

Kentlinin ve Kent Konseyi ile birlikte 51 örgütün talebi de olanı da söyledi Kent Konseyi;

“25 Kasım Stadının yerine AVM yapılmamasında ortaklaşan kurumlar, ne yapılması gerektiği konusunda da ortaklaşmışlardır. Stadın yerine yeşil alan, konser alanı, festival alanı, kent park önerileri kentte heyecan yaratmıştır.”diyerek ortak tavrı belirledi. Yerel seçimlerin olacağı aylara doğru kentin siyaseti de hareketlendi. Toplumsal baskı ve talepler öne çıktı. Daha önce ticaret merkezi olarak belediye tarafından değiştirilen bölgenin, yeniden yeşil alan olarak değiştirildiğini 22 Kasım 2013 günü Belediye Başkanı ve Vekil Recep Gürkan ortak basın açıklaması ile açıkladı.  Kent Konseyi önderliğindeki heyet en son 25 Kasım 2013 günü ilin bakan vekili Mehmet Müezzinoğlu ile görüştü ve diğer kurumlara da verilen rapor kendisine verildi.

(33- Bakan M. Müezzinoğlu ile görşüldü)

06.11.2012 günü Valiliğe gelen yazı 25 Kasım Stadı’nın geleceğini belirliyordu. Çünkü Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in imzaladığı Protokol vardı. Protokolün konusu;Mülkiyeti Genel Müdürlük’e ait üzerinde 25 Kasım Stadyumu’nun yer aldığı, tapuda Edirne ili, Merkez İlçesi, Fındık Fakih Mah. 2556/1 no’lu ada/parselde kayıtlı toplam 22,160,25 m2 yüzölçümlü taşınmazın üzerindeki tesislerle birlikte tamamının veya bir kısmının ekspertiz değeri üzerinden karşılıklı teyid edilen bedel esas alınarak TOKİ’ye devri karşılığında, nicelik ve nitelikleri GENEL MÜDÜRLÜK tarafından belirlenecek uluslar arası standartlara haiz asgari 10.000-15.000 seyirci kapasiteli stadyum ve diğer spor tesis ve idari birimlerin GENEL MÜDÜRLÜK’çe belirlenecek olan yeni taşınmazlar üzerinde TOKİ tarafından GENEL MÜDÜRLÜK nam ve hesabına gerçekleştirilmesi, İş sonunda ise İŞ’in gerçekleşme bedeli dikkate alınarak karşılıklı mahsuplaşılması, yapılacak tesislerle taşınmaz bedeli arasında fark olması halinde oluşan farkın BAKANLIK’ça TOKİ’ye taşınmaz devri olarak kapatılmasıdır.” Beş sayfalık bu protokol kentimizi çok yakından ilgilendirmektedir.

25 Kasım Stadyum yerinin TOKİ’ye verilmesi sonrasında burasının nasıl değerlendirileceği önemli bir durumdur. Gelişen kentlerimizde stadyumların kent dışına taşınması kentlilerin bellekleri ve yaşanmışlıkları nedeniyle olmaması gerektiği üzerinden tartışılır olsa da; kentin gelişmesi ve benzeri nedenlerle doğal ve olması gereken bir durum olabilir. Ancak doğru bir karar olan stadın kent dışına taşınması sonrasında stadyumun yerinin nasıl değerlendirileceği bizleri ilgilendirmektedir.

Verilen sözler edilen laflar unutulur. Önemli olan kentlinin tavrı ve kararlılığıdır. Örnekte görüldüğü gibi iki bakan stad yerini TOKİ’ye devrediyor. TOKİ niye alır böyle bir yeri? Herhalde yeşil alan yapmak için değil. Öte yandan Edirneli olan bakan da kentlinin baskısı ile burasının kentlinin talepleri doğrultusunda değerlendirileceğini söyledi. Hangisine inanıp güveneceğiz? Bu protokolün değiştirilmesi ve en son belediye tarafından değişiklik yapılarak yeşil alana dönüştürülen imar planlarına sadık kalınması şarttır. Ancak TOKİ gerektiğinde Belediyeleri de dinlemeyen ve kendi planlarını uygulayan bir kurumdur. O nedenle kentli diretir ve Belediye de birlik olursa bu alan yeşil alan ve her türlü etkinliğin yapılabileceği kent meydanı olarak düzenlenebilir.

 


 

GÖNÜLLÜ KATILIMIN, SİVİL DEMOKRASİNİN ADRESİ;
KENT KONSEYLERİ VE EDİRNE -15

Edirne Kent Konseyi daha önce olduğu gibi kurulan Çalışma Gurubu ile uzun bir çalışma sonrasında kentlinin 2014 Seçmen Bildirgesi’ni hazırladı. Yerel seçim öncesinde kamuoyu ile paylaştı.

Ve ülkemizde yerel seçimler 30.03.2014 günü yapıldı. Edirne Kent Konseyine sürekli soğuk bakan Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi aday olduysa da seçilemedi. Yerine ömrü boyunca örgütlerde görevler alan Recep Gürkan seçildi. Yasal mevzuat gereği kent konseyleri seçimli genel kurullarını üç ay içinde yapmak zorundadırlar. Edirne Kent Konseyi de 24 Mayıs 2014 günü 18. Genel Kurulu’nu yaptı. Genel Kurulda yeni yönetimini belirledi ve ilk demecinde her zamanki gibi önyargısız olarak kentin tüm kurumları ve özellikle yerel yönetim ile güzel işlerin yapılabilmesi dileğini yineledi. Bu günden sonrası henüz gündemdedir ve ileride yazılacaktır.

Burada sadece yeni seçilenlerin adlarını yazalım ve başarılar dileyerek bırakalım.

Edirne Kent Konseyi Yürütme Kurulu Başkanı: Özer Demir.

Yürütme Kurulu Üyeleri; Arif Kuday, Nur Yılmaz Ercin, Ayşe Dengiz, Nebahat Çavuş, Murat Can Dağdevir, Sultan Fırtına ve Şafak Engincan Çolak.

Denetleme Kurulu üyeleri: Ayten Eren, Ata Erdal Arslan ve Ziya Gökerküçük

SON SÖZ:

Kent Konseyleri veya benzeri sivil örgütlenmeler; hak arama ve alma, yönetime katılma sürecidir. Monarşiden (tek adam) Aristokrasiye (zümre/sınıf) geldik. Demokrasi dendi ve çok kişi yönetimde söz sahibi oldu siyasi partilerle. Ama egemenliği eline geçirenler dünyada/ülkelerde/ partilerde/sivil örgütlerde demokrasiyi hep kendi varlıklarının devamı olarak algılamaktadır. Bunun nedeni biraz da biz yurttaşların katılım eksikliği değil mi? Biz partinin sakini olursak parti kişisel çıkarların peşinde koşanların, biz kentin sakini olursak kent farklı çıkarları olanların kenti olur. Toplumsal çıkarı savunanların egemen olduğu yönetimleri, ancak ve ancak katılırsak, mücadele edersek yaratabiliriz.

Kent hukukunu savunmada, kente karşı işlenen suçlarda iki dayanağımız vardır. Beğenmesek de tutacağımız birinci el hukuk elidir.

(34- Kentliler hukuku kullanarak kazanır)

Diğer el ise birbirimizin elidir. Bizde varız diyerek el ele tutuştuğumuzda çok şey değişir.

(35- Kentliler birlik olarak kazanır)

Bu toplumsal tarih içinde kanıtlanmıştır.

İşte Kent Konseyleri bu amaç için vardır. Kent çıkarı ortak çıkarımızdır. Belediye toplantı salonlarında genellikle şöyle yazar: “Yerel yönetimler demokrasinin kalesidir.” Kentler demokrasinin kalesi ise kentliler de demokrasinin yaratıcısı, kurucusudur. Kurumlar “ele geçirme”, “egemen olma”, çoğunluğu kazanma” türü mantıkların olmaması gereken yerlerdir. Gönüllülük ve demokratik ilişkiler içinde kurumlarda olduğumuzda eşitlik vardır ve konuya, ilgiye göre öne çıkanlar olur. Bu toplumsal bir olgu ve iş bölümüdür zaten. Amacımız kente katkı, sloganımız; “Katıl, değiştirelim” olmalıdır.

Edirne Kent Meclisi kurulduğunda yapılan logo Yılmaz Eren’in eseridir. Daha sonra Meclis, Konsey adını adlığında da aynı şekilde kullanılmaktadır.

(36- Edirne Kent Meclisi/Konseyi logosu)                 

Bu logoda olduğu gibi ellerimizi Edirne için birleştirdiğimizde önce Edirne’mizin, sonra bölgemizin, ülkemizin ve dünyamızın bile değiştiğini görürüz…

(37- Dünya’yı değiştirmek de elele olunca olur)

Sevgiyi-barışı çoğaltan, insanı olumlu yönde geliştiren, doğal hayatı ve yerleşim alanlarını koruyan-geliştiren değerler üretimini sağlamak, Kent Konseylerinin öncelikli amaçlarıdır.

Hedef; Edirne’nin 24 Mahallesinde Belediye ve Muhtarlıklarla örgütlenmek ve öncelikle sokağında, caddesinde, mahallesinde söz sahibi olmaktır. Diğer yandan Kadın, Gençlik, Çocuk ve Engelliler gibi Meclislerini de kurup işlevsel hale getirerek kentin yönetimlerine katkı sunmaktır. Bu nedenle yerel yönetim, kent konseyi ve duyarlı kişi ve örgütler “benden olsun, ben önde olayım” türü kaygılardan uzak, birlikte güzel bir Edirne yaratmalıdırlar. Çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras budur…

ZİYA GÖKERKÜÇÜK